Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun.
Merhabalar. Yazıma başlamadan önce tüm kadınların, (başta annem olmak üzere tabi :)) kadınlar gününü kutlamak isterim. İyi ki varsınız. Kadınlar bir toplumun ayakta kalmasını sağlayan en önemli unsurdur. Tarihe dönüp baktığınız takdirde de kadının yerini ve önemini görmüş olacaksınız. Nitekim, Hanım, Türk toplumlarında kadın yönetici, kraliçe anlamına gelir. Aynı zamanda Osmanlıcada “xatun”, “yüksek sınıf kadını, hanım” anlamında saygı ve şerefi ifade eden sultan eşlerinin bir rütbesi olarak Farsçadan geçmiş bir kelimedir. Keşke geçmişte kadına verilen değer şimdi de veriliyor olsa. Birazcık üzücü olacak ama bir internet sitesi var ki keşke görmeseydim dediğim ve sizin de keşke görmeseydim diyeceğiniz.
Anıt Sayaç
İşte bu site şimdiye kadar şiddetten ölen kadınlar için bir dijital anıt. Umarım bu sayaç burda saymayı durdurur.
8 Mart Kadınlar Gününün tarihçesine bakacak olursak:
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Aslına bakarsanız bu bir kutlama mı yoksa bir hak arayışı mı orası hala tartışılıyor. Ben bu yazıyı yazmaya başlamadan önce kafamda daha farklı bir fikir vardı. Şimdiye kadar biraz sitem ettim. Şimdi asıl yazmak istediğim kısma gelelim.
Türk Edebiyatına Değen Kadın Eli
Şu cümleleri hep duymuşsunuzdur: ”Hiç kadın yazar yok, kadın şair gördünüz mü hiç, kadınlar daha romantiktir ama kadın yazar/şair hiç yok. ” Saçmalık bunların hepsi. Buyurun size edebiyatımızın güzide yazarları/şairleri ve onlardan unutulmaz alıntılar…
Tezer Özlü
”…gecenin bu saatlerinde insanlar kısıyorlar seslerini. sessizlik bürüyor ortalığı… ben de daha iyi duyuyorum dinlediğim müziği. daha çok yitiriyorum her şeyi, tüm düşüncelerimi. olmayan düşüncelerimi…”
Sevgi Soysal
“İnsanları sevmemeye başladı mı insan, insan gibi yaşamayı da sevmemeye başlıyor, insan gibi çalışmayı, kazanmayı, yemeyi, içmeyi, sevişmeyi, ölmeyi.”
Didem Madak
“Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.”
Gülten Akın
‘Seni sevdim, Seni birdenbire değil usul usul sevdim. ‘Uyandım bir sabah’ gibi değil, Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara. Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin. ‘
Nilgün Marmara
“ödünç aldım kokunu kendi tenimde, sen kokuyor yüzeyi bedenimin her gözeneği…”
Birhan Keskin
‘ben seni hep sevgilim ben seni hep yüzünden geçen dalgalardan okudum. gözlerine sevgi okudum ellerine şefkat okudum’
Umay Umay
“Delirmek zorundaydık,çünkü şiirin Tanrıya sadakat yemini vardır.”
Ve
Tomris Uyar
“Ayışığında oturdukBileğinden öptüm seni Sonra ayakta öptüm Dudağından öptüm seni Kapı aralığında öptüm Soluğunda öptüm seni Bahçede çocuklar vardı Çocuğundan öptüm seni Evime götürdüm yatağımda Kasığından öptüm seni Başka evlerde karşılaştık İliğinden öptüm seni En sonunda caddelere çıkardım Kaynağından öptüm seni…”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. Emeğinize sağlık.