Bir Çizgi Filmden Daha Fazlası: Winnie the Pooh
Belki de çoğumuzun çocukken yapmayı en sevdiği aktiviteydi çizgi film izlemek. Sabahları erken kalkıp televizyonun başına geçip saatlerce izlerdik ki hala izlemeyi sevenlerimiz de var. İzlediğimiz bu çizgi filmler o zaman için sadece eğlence amaçlı olsa da sadece eğlendirmek amaçlı mı çekiliyordu? Tabiki de hayır. Birçok çizgi film altında bambaşka mesajlar barındırıyor. İşte onlardan biri de bal düşkünü ayı Winnie’nin arkadaşlarıyla yaşadığı maceraları anlatan Winnie the pooh.
Winnie the pooh çizgi filminde her karakter aslında bir psikolojik hastalığı temsil ediyor.
Ayı Winnie
Hikayenin baş kahramanı olan ayı Winnie’yi sadece sevdiği işler olan bal yemek, uyumak gibi aktiviteleri yapmak isterken görüyoruz. Bunlar dışındaki konularda düşünceleri ve hareketleri rastgele ve o an ki duyguları ona ne yapmasını söylerse o şekilde davranıyor. Hiçbir zaman bir planı olmayan ve sürekli geç kalan bir şekilde izledik onu. Ve bu davranışlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) tipik bir örneği.
Eşek Eeyore
Neredeyse hiçbir zaman mutlu göremediğimiz Eeyore, etrafında ne olursa olsun, başlarına ne gelirse gelsin, sürekli olarak mutsuzluk ve endişe içerisinde. Aslında izleyen herkesin bariz bir şekilde görebileceği gibi, Eeyore karakteri ağır bir depresyon vakası. Zaten bu hikayenin karakterlerinin psikolojik sorunları temsil edebileceği fikrinin ortaya atılması sebep veren bir numaralı karakter de o.
Roo
Çizgi filmde izlediğimiz Roo karakterinin en dikkat çekici özelliği diğerlerinden farklı olarak kendine ait bir dünyası olması. Kendine ait oyun anlayışı ve zevkleri var. Ve Roo’yu zorlandığı zaman kendini dış dünyadan soyutlayıp annesine sığınır bir şekilde izledik. Roo bu hikayede otizmli bir çocuğu temsil ediyor.
Piglet
Ayı Winnie’den sonra Winnie the pooh deyince akla gelen ilk karakter olabilir belki de. Hikayede psikolojik rahatsızlıktan muzdarip olduğu en açık olan karakterlerden biri. Ne zaman yüksek bir ses duyulsa, ani bir hareketlilik olsa veya onu zorlayan bir durumla karşılaşsa, Piglet büyük bir paniğe kapılıyor, nefes nefese kalıyor veya saklanmaya çalışıyor. Tüm bu belirtilerinde açıkça gösterdiği üzere Piglet, anksiyete bozukluğuna sahip.
Tavşan – Rabbit
Tavşan çizgi film dünyasında görüp görebileceğimiz belki de en düzen düşkünü karakterdi. Daima düzenli olarak yapacak işleri vardı ve bu düzen bozulduğunda adeta çılgına dönüyordu. Bu düzen takıntısı ile Tavşan, obsesif kompulsif bozukluğunun (OKB) tipik bir temsilcisidir.
Tigger
Tigger neredeyse bütün hikaye boyunca asla sabit kalamaz. Sürekli hareket halinde olma ihtiyacı içerisindedir. Önüne çıkan her maceraya ikinci kez düşünmeden atlar. Aslında bariz bir şekide açıklamaya dahi ihtiyaç olmadığı üzere, Tigger bir hiperaktiftir.
Christopher Robin
Aslında hikayeye adını veren ve baş karakter olarak algılanan Ayı Winnie olsa da, bu hikayenin tüm karakterlerini zihninde vareden kişi, küçük erkek çocuğu Christopher Robin’dir. Winnie, Tiger, Piglet ve diğer tüm hayvanlar aslında, Christopher Robin’in peluş oyuncaklarıdır. Küçük çocuğun hayal gücü onu bambaşka bir gerçekliğe yollamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere, Christopher Robin bu hikayede, şizofreniyi temsil eder.